Ketojenik diyet, düşük karbonhidratlı ve yüksek yağlı bir diyet türüdür. Vücudun keton adı verilen enerji kaynağına dayanarak, karbonhidrat yerine yağları yakması için tasarlanmıştır. Bu diyet, vücudun ketozis denilen bir duruma girmesini sağlar ve metabolik, nörolojik ve insülinle ilgili hastalıkların tedavisinde fayda sağlar. Kanser tedavisinde de destek amaçlı kullanılabilir. Örneğin meme kanserinde, İnsülin benzeri büyüme faktörü denilen IGF-1 üzerinden, kanserli hücrelerin baskılandığını gösteren çalışmalar olmuştur. Ancak bu diyetin doktor tarafından kişiye uygun olup olmadığı mutlaka araştırılmalıdır.
Ketojenik diyet, son zamanlarda zayıflama amacıyla da kullanılmaktadır, ancak uzun vadeli kullanımın karaciğer ve böbrek sağlığına zarar verebilir. Bu diyete başlamadan önce mutlaka bir diyetisyene danışın ve ondan ‘Fonksiyonel Ketojenik’ diyet uygulamasını talep edin. Böylece gökkuşağının renklerini tabağınıza taşıyarak, yan etkileri yaşamadan, sürdürülebilir bir ketojenik diyet yapmanız mümkün olacaktır. Fonksiyonel Ketojenik diyet, klasik ketojenik diyete göre daha fazla sebze ve omega 9 ve omega 3 dediğimiz iyi yağları içermektedir.
Ketojenik diyet, kan şekeri kontrolü, epilepsi gibi nörolojik bozuklukların tedavisi ve diğer bazı sağlık koşullarının yönetimi için önerilir. Ketojenik diyetin temeli, karbonhidratların ve şekerlerin kesilmesidir. Karbonhidrat tüketimi kısıtlandığında, vücutta glukoz yetersizliği oluşur ve yağlar yakılmaya başlar. Yağların yıkımı sonucu açığa çıkan ketonlar, vücudun enerji ihtiyacını karşılar. Ketojenik diyet uygulayanlar, et, balık, avokado, tereyağı, peynir, zeytinyağı gibi yağlı gıdaları bolca tüketirken, karbonhidratlı gıdaları, şekerleri, tahılları, patates, muz gibi meyveleri ve bakliyatları kısıtlayarak diyetlerini sürdürürler. Ketojenik diyetin bazı faydaları arasında kilo kaybı, kan şekeri kontrolü, insülin direnci azaltma, enerji artışı ve daha düşük trigliserid seviyeleri yer alır.
Ketojenik diyet, ilk olarak 1920'lerde epilepsi hastalarının tedavisi için kullanılmıştır. Günümüzde metabolik rahatsızlıkların tedavisi, obezite, diyabet gibi hastalıkların yönetimi ve sporcuların performansını artırmak için kullanılmaktadır. Ketojenik diyet, düşük karbonhidratlı ve yüksek yağlı bir diyet şeklidir ve vücuttaki keton seviyelerini artırarak vücudun yağ yakmasını sağlar. Bu nedenle, kilo kaybı sağlayabilir; insülin direncini azaltarak kan şekeri seviyelerini dengeleyebilir ve trigliserid seviyelerini düşürebilir. Sağlık için pek çok faydası bulunan bu diyetin kesinlikle bir uzmana danışılmadan gelişi güzel yapılmaması gerekir.
Çok düşük karbonhidratlı ketojenik diyet, 1920'den beri dirençli epilepsi için bir tedavi olarak kullanılan bir diyet protokolüdür ve şu anda obezite ve ilgili metabolik bozukluklar için potansiyel bir tedavi olarak popülerlik kazanmaktadır.
Başlangıçta, antikonvülzan ilaçlara yanıt vermeyen epileptik hastalar için bir tedavi olarak kullanılmıştı. Şu anda, nörodejeneratif hastalıklara, metabolik hastalıklara ve obeziteye uzanan faydaları nedeniyle popüler hale gelmiştir. Son zamanlarda, ketojenik diyetin, otizm spektrum bozukluğu, Alzheimer hastalığı, glikoz transporter 1 eksikliği sendromu ve otoimmün multipl skleroz gibi bazı nörodejeneratif hastalıklar için güçlü bir araç olduğu gösterilmiştir. (8)
Çocuklarda ve yetişkinlerde epilepsinin tanı ve tedavisindeki ilerlemelere ve yeni antiepileptik ilaçlarının piyasaya sürülmesine rağmen, epilepsi gelişen çocukların yaklaşık %30' unda hala kontrolsüz nöbetler veya ilaçların dayanılmaz yan etkileri görülmektedir.
Yüksek yağlı, düşük karbonhidratlı, yeterli proteinli bir diyet olan ketojenik diyet, üç veya daha fazla antiepileptik ilaca yanıt vermeyen epilepsi olarak tanımlanan, inatçı epilepsili çocuklar için yerleşik, etkili bir farmakolojik olmayan tedavidir. Bu terapötik yaklaşım, inatçı epilepsisi olan ve cerrahi aday olmayan erişkinler için makul bir seçenek olabilir. Çoğu zaman, Medikal Ketojenik Diyete sevk edilen hastalar beş veya daha fazla epilepsi ilacı kullanmıştır.
Klasik Medikal Ketojenik Diyet sıkı bir şekilde kontrol edilir, her hasta için özel olarak hesaplanır ve farklı ülkelerde farklı protokoller kullanılarak formüle edilir ve bazen uygulamada önemli farklılıklar gösterir.(9)
Ketojenik diyet, diyabet hastalarının kan şekerini kontrol etmelerine yardımcı olabilir. Düşük karbonhidratlı ve yüksek yağlı bir diyet olan ketojenik diyet, insülin direncini azaltarak kan şekeri seviyelerini düzenleyebilir. Karbonhidratların kısıtlanması, vücudun enerji kaynağı olarak yağı kullanmasına neden olur ve bu da insülinin düzenlenmesine yardımcı olur. Yapılan araştırmalar, ketojenik diyetin diyabetli hastalarda kan şekeri kontrolünü artırdığını ve insülin direncini azalttığını göstermiştir. Ancak, bu diyetin uzun vadeli etkileri hakkında daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir ve herkes için uygun olmayabilir.
Ketojenik diyet, bazı insanlar için uygun olmayabilir ve bu nedenle öncesinde bir uzmana danışmak önemlidir. Hamile kadınlar, emziren anneler, pankreatit hastaları, karaciğer veya böbrek hastalığı olanlar, kalp hastaları, hipoglisemi veya hipoglisemi riski olanlar, safra kesesi hastaları, genetik yatkınlığı olanlar ve çok zayıf olanlar ketojenik diyet yapmamalıdır.
Ayrıca, ketojenik diyet özellikle sporcular ve aktif bireyler için de uygun olmayabilir, çünkü düşük karbonhidrat alımı kas gücünü ve dayanıklılığını azaltabilir. Ayrıca kabızlık, baş ağrısı, bulantı, konsantrasyon eksikliği ve sinirlilik gibi yan etkiler gözlemlenebilir.
Ketojenik diyetin uzun vadeli etkileri hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır ve herkes için uygun olmayabilir. Bu nedenle, ketojenik diyet yapmadan önce bir uzmana danışmak ve sağlık durumunuzu değerlendirmek önemlidir. Ayrıca, ketojenik diyet yaparken yeterli miktarda su içmek, vitamin ve mineral takviyeleri almak ve dengeli bir beslenme planı oluşturmak ta çok önemlidir.
Elbette sadece yağ almaya odaklanarak, içeriği uygun olmayan yağlar tüketildiğinde, örneğin bol kızartma, krema ve tereyağ tüketilerekte yapılabilen bu diyet, sağlıklı yağların tüketilmesi ile, hastalıklara karşı iyileştirici olabilmektedir.
Ketojenik diyet, keton üretimini artırmanın bir yolu olarak çok düşük bir karbonhidrat tüketimine (toplam kalori alımının yaklaşık %5 ila %10'u veya günde 50 g'ın altında) izin verir
Ketojenik diyet, vücuttaki karbonhidrat alımının sınırlanması ve yüksek yağ tüketimiyle birlikte ketozise neden olan bir beslenme tarzıdır. Bu diyet, bazı sağlık koşullarının tedavisinde faydalı olabilir, ancak herkes için uygun olmayabilir. Ketojenik diyet yapmadan önce, bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir. Ketojenik diyet yapmak isteyenlerin dikkat etmesi gereken bazı noktalar şunlardır:
Ketojenik diyet yaparken, günlük karbonhidrat alımı genellikle 50 gram ve altında olmalıdır. Ayrıca sanıldığı gibi yüksek proteinli olması sakıncalıdır. Çünkü aşırı protein alımı, yine insülin üretimini destekleyeceği için, ketozise girmeye engelleyecektir.
Diyette protein alımı kilo başına 0.8 gr – 1.2 gr aralığında olmalıdır. Geri kalan enerji yağdan sağlanmalıdır. Ancak bu yağlar, krema, tereyağ, mayonez, kızartma ve ayçiçek yağı gibi besinlerden seçilirse, diyet oldukça sakıncalı bir hal alabilir. Diyetteki yağ kaynakları, fındık, ceviz, badem, tahin, zeytinyağı, hindistan cevizi yağı, keten tohumu, çörekotu, avokado yağı gibi , besleyici ve omega 9 ve 3 kaynaklarından seçilirse, yukarıda sayılan hastalıklar açısından iyileştirici etki gösterirken, yanmış yağlardan ve doymuş yağlardan oluşan bir diyet seçildiğinde kalp damar hastalıkları açısından riskleri oldukça artırabilir.
Bu diyet, vücudu ketozis denilen bir duruma sokar, bu durumda vücut enerji kaynağı olarak yağları kullanmaya başlar. Diyetin yağ yüzdesi % 75- 85 arasında olmalıdır.
Ketojenik diyet yapmak için, öncelikle karbonhidrat alımını kısıtlamak gereklidir. Bu nedenle, ekmek, makarna, pirinç, patates, şekerli yiyecekler, meyve suları ve tatlılar gibi yüksek karbonhidratlı yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Bunun yerine, zeytinyağı, avokado, fındık, tohumlar, yeşil yapraklı sebzeler, et, balık, yumurta ve yüksek yağlı süt ürünleri gibi yağlı yiyecekler tüketilmelidir.
Ketojenik diyet yaparken aralıklı açlık modeliyle beslenmek, ketozise girmeyi kolaylaştıracaktır. Bu nedenle, kişi eğer uygulayabilir ise günde sadece 2 öğün ile beslenmesi ve gerekli ise gün ortasında bir tane ara öğün yapması faydalı olacaktır.
Ketojenik diyet yapmak zorlu olabilir, ancak birçok insan bu diyeti yaparken yüksek yağlı, lezzetli yiyecekler yiyerek tok hissedebilir. Yine de, diyet sırasında sıvı alımı artırılmalı ve yeterli miktarda su içilmelidir. Ayrıca, diyet sırasında vitamin ve mineral takviyeleri alınması önerilmektedir. Ketojenik diyet yapmak için öncesinde bir uzmana danışmak önemlidir. Bu konuda tecrübeli bir diyetisyen, ketojenik diyetin doğru bir şekilde uygulanmasını sağlayabilir ve sağlıklı beslenme planı oluşturabilir.
Ketojenik diyet, düşük karbonhidratlı, yüksek yağlı bir diyet şeklidir. Bu diyette, eğer sadece et ve yağ yenilecek düşüncesi ile yapılırsa birçok sağlık sorununa da yol açabilir.
Ketojenik diyette en çok ihmal edilen kısım sebze ve meyvelerdir. Birçok sebze ve bazı meyve mutlaka tüketilmelidir. Böylece diyetin lif, antioksidan, vitamin ve mineral dengesi sağlanmış olur.
Yenilmesi gereken sebzeler arasında; avokado, göbek, marul, ıspanak, semizotu, bal kabağı, yeşil kabak, mantar, bamya, turp çeşitleri, brokoli, kereviz sapı, taze fasulye, pırasa gibi sebzeler sayılabilir.
Günlük karbonhidrat alımı hesaplanarak, dikkatlice tüketilmesi gereken sebzeler ise; beyaz ve mor lahana, havuç, kapya biber, domates sayılabilir.
Tüketilmesi önerilen meyveler ise; hindistan cevizi meyvesi, yaban mersini, nar ve çilek sayılabilir. Meyveler kişinin karbonhidrat alımı hesaplanarak, uygun miktarda tüketilebilmektedir.
Maden suyu ve çay, kahve içilebilir.
Ayrıca diyetin yağ ve yağlı tohum kaynakları; hindistan cevizi yağı, çörekotu, keten tohumu ve çiya tohumu, zeytinyağı, zeytin, tahin, sadeyağ (ghee), tereyağı, badem, fındık ve ceviz gibi iyi kaynaklardan oluşmalıdır.
Bunun dışında yer fıstığı, kaju ve antep fıstığı sınırlı tüketilmelidir.
Diyette ki protein kaynakları ise; vahşi deniz balıkları, gezen tavuk eti, çimle beslenen hayvan etleri, organik yumurta, tüketilmesi önerilen protein kaynakları olacaktır.
Ketojenik diyet, düşük karbonhidratlı, yüksek yağlı bir diyet olduğu için yüksek karbonhidratlı gıdaların tüketimini kısıtlar. Bu nedenle, ketojenik diyet uygulayan kişilerin aşağıdaki yiyecekleri tüketmemeleri önerilir:
Şekerli yiyecekler ve içecekler: tatlılar, çikolata, dondurma, meyve suları, gazlı içecekler, şeker, bal, pekmez vb.
Tahıllar: ekmek, makarna, pirinç, yulaf, mısır, buğday, arpa vb.
Nişastalı sebzeler: patates, tatlı patates, mısır, bezelye, kuru baklagiller vb.
Meyveler: muz, elma, armut, üzüm, mango, kavun vb.
Şekerli soslar ve diğer soslar: ketçap, barbekü sosu, tatlı hardal sosu vb.
İçecekler: bira, rakı, meyve suları vb.
Ketojenik diyet, tüm besin gruplarını kapsamasa da sağlıklı bir diyet olabilir. Ancak, yetersiz beslenme ve sıvı alımı, kabızlık, kötü nefes, yorgunluk, baş ağrısı gibi yan etkileri de olabilir. Bu nedenle, ketojenik diyet uygulamadan önce bir diyetisyen veya beslenme uzmanıyla görüşülmeli ve diyetin vitamin, mineral, kalori açısından içeriği öğrenilmeli ve kişiye uygunluğu açısından tartışılmalıdır.
Kahvaltı: Yumurtalı, unsuz muffin, avokado, zeytin, maydanoz ve salatalık
Ara öğün: yoğurt ve salatalık dilimleri, yaban mersini
Akşam yemeği: hardallı fırın somon ve ızgara sebzeler
Kahvaltı: Ketojenik granola ve hindistan cevizi yoğurdu
Ara öğün: Ketojenik çikolatalı trüf ve hindistan cevizi yağlı kahve
Akşam yemeği: tavuk sote, kabak makarna, rokalı salata
Kahvaltı: yeşil çay, Ketojenik kahvaltı tacosu
Ara ; yağlı kahve ve şekersiz tahinli balkabağı tatlısı
Akşam yemeği: sebze çorbası, Ketojenik etli sebzeli güveç
Kahvaltı: mantarlı omlet, salata yeşil çay
Ara; ketojenik cevizli çilekli muffin
Akşam yemeği: ketojenik pizza + marul, göbek salata
Kahvaltı: Ketojenik waffle ve fındık ezmesi
Ara öğün: yağlı kahve
Akşam yemeği: tavuk suyuna sebzeli çorba, Ketojenik tavuk curry ve brokoli
Kahvaltı: Ketojenik smoothie bowl
Ara öğün: Ketojenik bitter çikolata
Akşam yemeği: baharatlı ekmeksiz köfte ve zeytinyağlı bamya
Kahvaltı: Ketojenik tahinli pancake, roka, çörekotlu peynir dilimleri
Ara; hindistan cevizi meyvesi ve kefir
Akşam yemeği: hardallı somon ve keten tohumlu salata
Ketojenik diyet, son yıllarda zayıflamak isteyen kişiler tarafından yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Düşük karbonhidratlı diyetler, vücudun yağ yakmasına neden olabilir ve ketojenik diyet, vücudun ketozis adı verilen bir metabolik duruma girmesine neden olur. Bu, vücudun enerji için yağları kullanmasına neden olur ve zayıflamayı kolaylaştırır.
Ketojenik diyetle zayıflama için diğer bir neden de tokluk hissi sağlamasıdır. Yüksek yağ ve protein içeriği, daha uzun süre tok kalmanızı sağlar ve atıştırmaları azaltabilir. Ayrıca, ketojenik diyetin insülin seviyelerini düşürmesi ve kan şekerini dengelemesi de kilo kaybına yardımcı olabilir. Ancak, ketojenik diyet de bazı riskler taşır ve özellikle kişinin tıbbi durumuna ve diğer beslenme ihtiyaçlarına bağlı olarak uygun olmayabilir.
Diyet, hekim ve diyetisyen kontrolünde multidisipliner bir şekilde uygulanmalıdır. Yan etkiler izlenmelidir ve kısa vadede asidoz, hipoglisemi, kusma, kabızlık, ishal ve gastroözofageal reflü oluşması açısından sıkı takip önemlidir. Uzun vadeli yan etkiler genellikle üç ay sonra ortaya çıkar ve hiperlipidemi, kabızlık, böbrek taşı, büyüme geriliği, kemik sağlığı ve vitamin, mineral ve eser element eksikliklerinden oluşur (9).
Ketojenik diyet, düşük karbonhidratlı, yüksek yağlı bir diyet olduğu için bazı yan etkileri ve potansiyel riskleri vardır. Bu yan etkiler arasında baş ağrısı, bulantı, yorgunluk, kabızlık, kramplar, kötü nefes, vücut kokusu, su kaybı ve elektrolit dengesizliği yer alır. Elektrolit dengesizliği, özellikle sodyum, potasyum ve magnezyum açısından yetersiz alımı içerebilir.
Ketojenik diyetin uzun vadeli etkileri hakkında yeterince araştırma yapılmıştır. Bazı çalışmalar, yüksek yağlı diyetlerin kalp hastalığı riskini artırabileceğini göstermektedir. Bu kötü ve olumsuz sonuçları oluşturan durumun ana nedeni, diyetin iyi panlanmaması ve doymuş yağdan zengin olması neden olmaktadır.
Bununla birlikte, bazı çalışmalar, iyi planlanmış ve sebzeden zengin, iyi yağlar içeren bir ketojenik diyetin kan basıncını ve kolesterol seviyelerini düşürebileceğini göstermektedir.
Ketojenik diyet, tıbbi durumları olan kişiler için uygun olmayabilir. Diyabet, böbrek hastalığı, karaciğer hastalığı, pankreatit, safra kesesi hastalığı ve safra taşı olanlar gibi sağlık sorunları olan kişilerin ketojenik diyeti uygulamadan önce doktorlarına danışmaları önemlidir.
Kaynaklar ve referanslar
https://www.hsph.harvard.edu/nutritionsource/healthy-weight/diet-reviews/ketogenic-diet/
https://www.health.harvard.edu/staying-healthy/should-you-try-the-keto-diet
https://www.healthdirect.gov.au/ketogenic-diet
https://www.healthline.com/nutrition/ketogenic-diet-101
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK499830/
https://www.diabetes.co.uk/keto/foods-to-eat-on-a-ketogenic-diet.html
Eur J Pharmacol
7.) .2015 Ekim 15;765:24-33.
doi: 10.1016/j.ejphar.2015.08.004. Epub 2015 12 Ağustos.
IGF-1 reseptörünün otofosforilasyon bölgelerinden türetilen zar geçirgen peptitlerin meme kanseri hücreleri üzerindeki baskılayıcı etkisi
8.) https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC6678592/
9.) https://www.scielo.br/j/anp/a/xzbYYJWbjvcwj9WCvP5fVbx/?lang=en