Şir

Sepet (0)

İletişim

Şir

Glutatyon nedir, ne işe yarar? Faydaları nelerdir?

Glutatyon nedir?

 

Glutatyon bir proteini yapmak için bir araya gelen 3 amino asitten oluşur. Bunlar sistein, glutamik asit ve glisin adlı amino asitlerdir. Vücudumuzda ki her hücrede bulunur. Gerçekte yaptığı şey; serbest radikal adı verilen zararlı maddeleri, bize zarar vermeden söndürülüp, atılmasını sağlamal. ‘En önemli antioksidan’  olarak adlandırılır. Vücudumuz bunu doğal olarak üretirken, maalesef 25 yaşından sonra glutatyon üretme kapasitemiz azalmaya başlar. Özellikle modern hayatın getirdiği çevresel stres etkenleri arttığı için ihtiyacımız ise artmaya başlar. (5)

 

Glutatyon ne işe yarar?

 

Ağır metaller, kozmetikler, deterjanlar, hava ve suyun kirliliği gibi maruz kaldığımız zehirli kimyasalları nötralize etmeyi sağlar.

Vücudun bu temizlik kapasitesi düşmeye başladığında ise hastalıkları daha kolay görmeye başlarız. Örneğin obezite, diyabet, hipertansiyon, kalp hastalığı, metabolik bozukluklar, hatta kansere kadar uzayan bir hastalıklar zincirinden bahsetmek mümkündür.

 

Glutatyon faydaları nelerdir? - detaylı, madde made olabilir

 

  1. Oksidatif stresi azaltır

 

Oksitadif stresi dolaşımda bulunan zararlı ve hastalığa yol açan maddelerin oluşturduğu moleküller adlandırabiliriz. Glutatyon ise bu maddelerin söndürülmesi ve hücresel düzeyde yaşlanmayı geciktirdiği için kanser ve birçok hastalığa karşı koruyucu olmaktadır.

 

       2. İnsülin seviyelerini iyileştirmeye yardımcı olur (1)

 

Araştırmalar, yüksek glutatyon seviyelerinin, diyabet riskini azaltmaya yardımcı olabileceğini söylüyor. Yaşlı yetişkinlerle yapılan bir çalışmada hepsinin glutatyon seviyeleri düşüktü. Gönüllülere mercimek ve ayçekirdeği gibi sistein ve glisin amino asitleri içeren besinleri tüketmeleri istendi. İki haftadan kısa bir süre sonra, vücut yağlarını yakma yetenekleri ortalama genç bir yetişkine benzer bir orana ulaştı.

 

       3. Tip 2 diyabetin yan etkilerini azaltabilir

 

Araştırmacılar, ciddi şekilde yetersiz" glutatyon seviyeleri ile birlikte kontrolsüz tip 2 diyabetli küçük bir sedanter yetişkin grubu topladılar ve onlara iki haftalık bir süre boyunca sistein ve glisin içeren  diyet takviyeleri aşıladılar. Diabetes Care  dergisinde yayınlanan sonuçlar, takviyenin GSH seviyelerini eski haline getirdiğini ve yüksek glikoz sayılarının neden olduğu oksidatif hasarı azalttığını söylemektedir.

 

       4. Kalp hastalığı riskini azaltır

 

Michigan Üniversitesi Sağlık Sisteminde yürütülen bir hayvan araştırmasında, bilim insanları yüksek kalp yetmezliği riski taşıyan hipertansiyonlu (kronik yüksek tansiyon) fareleri üzümle zenginleştirilmiş bir diyetle beslediler. 18 hafta sonra yazarlar, meyvedeki antioksidanların, sonuçta glutatyon üretimini artıran genlerin aktivitesini artıran antioksidan savunma yollarını "açtığını" keşfettiler. Ayrıca, fareler daha iyi diyastolik fonksiyonla birlikte daha az kalp kası büyümesi vakası yaşadılar.

 

       5. Karaciğer Fonksiyonuna Yardımcı Olur

 

Araştırmalar  glutatyonun aşırı alkol kullanımından zarar görmüş bir karaciğer için etkili bir ilaç olabileceğini söylüyor. Alkollü veya alkolsüz yağlı karaciğer hastalığı olan yetişkinleri yüksek dozda Glutatyon içeren IV damla ile tedavi edilen bir çalışmada, her iki grup da bilirubin seviyelerinde  önemli" iyileşmeler gösterdi. Aynı zamanda malondialdehitte de bir azalma gördüler, ki bu karaciğerde hücre hasarının bir belirtecidir.

 

Çalışma, glutatyonun en çok yağlı karaciğer hastalığı olan kişilere yüksek dozlarda intravenöz olarak verildiğinde etkili olduğunu bildirdi. (5)

 

Glutatyon, optimal detoksifikasyon veya toksik maddelerin vücuttan atılması için gereklidir. Böylece  bağışıklık fonksiyonunda da etkilidir. (4)

 

Karaciğerdeki hücre ölümü, glutatyon da dahil olmak üzere antioksidanlardaki bir eksiklikle şiddetlenebilir. Bu da hem alkole bağlı hem de diğer yağlı karaciğer hastalığına yol açabiliyor. Glutatyonun, alkollü ve alkolsüz kronik yağlı karaciğer hastalığı olan bireylerin kanındaki protein, enzim ve bilirubin düzeylerini iyileştirdiği gösterilmiştir.

 

Oral olarak uygulanan glutatyonun, yaşam tarzı değişikliklerini takiben alkolik olmayan yağlı karaciğer hastalığı olan kişiler üzerinde olumlu etkileri olduğunu buldu. Bu çalışmada, dört ay boyunca günde 300 miligramlık bir dozda takviye formunda glutatyon sağlandı.1

Aynı zamanda karaciğer sağlığının bir belirteci olan ve tahlillerde sıklıkla bakılan GGT değerinin yüksek olması, bireyin Glutatyon seviyesinin düşük olduğunu göstermektedir.

 

       6. Obeziteyi Önlemeye Yardımcı Olur

 

Glutatyon seviyesi düşükse, çevresel toksinler yağ dokularında metabolize olmakta ve  bu durumda vücudun yağ dokusunu biriktirmesi anlamına gelmektedir.  (1)

 

İnsülin direnci ve Tip II Diyabetli bireylerde, glutatyon seviyeleri oldukça düşük görülmüştür. Beslenme ve yaşam tarzı değişiklikleri ile yükselen glutatyon seviyeleri, bel çevresinde ki yağlanma ve insülin seviyelerinde düşmeye yol açabileceği birçok çalışmada tespit edilmiştir.

 

       7. Otoimmün sorunlarla savaşmaya yardımcı olabilir

 

Glutatyon tüm metabolik bozuklukları etkilemektedir. En yaygın fayda görüldüğü alan ise  otoimmün durumları da içermektedir. Autoimmunity Review dergisinde yayınlanan araştırma , bağışıklık sisteminin yanlışlıkla sağlıklı hücrelere ve dokulara saldırdığı bir otoimmün hastalık olan lupus ile yaşayan hastalarda oksidatif stres ile kontrollü bir hücre ölümü süreci olan apoptoz arasında güçlü bir ilişki buldu. Ve glutatyonun tükenmesinin, hücrelerin yok edilmesiyle "yakından ilişkili" olduğu keşfedildi. (1)

 

       8. COVID-19 ile savaşmaya yardımcı olabilir

 

Bir çalışmada pandemiden önceki sağlıklı yetişkinlerin kan örneklerini, COVID-19 ile hastaneye kaldırılan aynı yaştaki kişilerle karşılaştırıldı ve virüsü taşıyan ve hastalarda  önemli ölçüde artmış oksidatif stres, oksidan hasar ve belirgin şekilde azaltılmış glutatyon seviyeleri görüldü.  COVID-19 testi pozitif çıkanlara glutatyon öncüllerinin bir kombinasyonunun tedaviye eklenmesinin etkili bir tedavi için faydalı olabileceğini göstermiştir (4)

 

9. Otizm spektrum bozukluğunda kullanımı

 

Yapılan birçok çalışmada otizm spektrum bozukluğu olan çocukların glutatyon seviyeleri, yaşıtlarına oranla düşük bulunmuş ancak glutatyon takviyesinin, olumlu etkileri olup olmadığı konusunda ek çalışmalara ihtiyaç vardır.

 

Glutatyon eksikliği neden olur?

 

Glutatyon çoğu hücrede oldukça bol bir oranda bulunur ve 25 yaşından sonra üretimi azalmaya başlamaktadır. Bunların dışında toksik maddelere maruziyetin fazla olması, alkolizm, gibi faktörler Glutatyon eksikliğine yol açabilmektedir.

 

- Glutatyon eksikliği belirtileri - madde madde olabilir

 

Glutatyon İhtiyacının Ölçüsü Olarak GGT  değeri sorgulanabilir.

 

Eksikliği aşağıda sıralanan hastalıklarla bize belirti vermektedir.

 

  • Nörodejeneratif bozukluklar; Alzheimer, Parkinson ve Huntington hastalıkları, amyotrofik lateral skleroz, Friedreich ataksisi,
  • Akciğer Hastalığı; Koah, astım ve akut solunum sıkıntısı,
  • Bağışıklık hastalıkları; HIV, otoimmün hastalıklar,
  • Kronik yaşa bağlı hastalıklar; katarakt, makula dejenerasyonu, işitme bozukluğu, glokom,
  • Karaciğer hastalığı
  • Kistik fibroz,
  • Yaşlanma sürecinin kendisi,

 

Glutatyon hangi besinlerde bulunur,

 

Sağlıklı ve dengeli bir beslenme şekli, glutatyon üretimini sağlamak için yeterli olacaktır.

 

Glutatyon 3 adet aminoasitten oluşmaktadır. Bu nedenle bu amino asitleri içeren bir beslenme planı glutatyon üretimini destekler.

 

Örneğin;

Üç şartlı esansiyel amino asit, glisin, sistein ve glutamik asit, iki aşamalı bir biyokimyasal reaksiyonda glutatyon oluşturmak için birleşir. İlk olarak, sistein, glutatyon sentaz yoluyla glisin ile bağlanmaya ilerleyen gama-glutamil sistein üretmek için glutamat sistein ligazın etkisiyle glutamat ile birleşir. Bu nedenle insan vücudu, yeterli miktarda glutatyon yapmak için üç amino asidin tümüne ve yeterli enzimatik fonksiyona ihtiyaç duyar. Sistein bir kükürt amino asididir ve kükürt açısından zengin gıdaların tüketilmesi de glutatyon sentezini desteklemektedir.

 

Glutamin amino asidi içeren besinler; et, kümes hayvanları, peynir, mantar, soya, domates ve üzüm,

Sistein amino asidi için; yumurta, süt, lahana ve karnabahar,

Glisin içeren besinler; kemik suyu, balık ve kabuklu deniz ürünleri, yağlı tohumlar, baklagiller içeren bir beslenme planı fayda sağlayacaktır.

 

Karaciğerde glutatyon üretimini destekleyecek besinler de mutlaka diyetle alınmalıdır. Su teresi, roka, sarımsak, soğan, şalgam, karnabahar, brokoli, brüksel lahanası gibi kükürtlü sebzeler, radika bu gruba girmektedir.

 

Magnezyum ise, glutatyon üretimini sağlayan enzimlerin içerisinde yer aldığı için, diyetin magnezyumdan zengin olması fayda sağlamaktadır. Bu açıdan, kabak çekirdeği, ceviz, badem, fıstık, fındık, ıspanak, pazı, avokado, mercimek, nohut gibi baklagiller de diyetle alınmalıdır.

 

Selenyum minerali vücutta glutatyonun geri dönüşümünü sağlamak için faydalıdır. Selenyumdan zengin besinler ise; brezilya cevizi, balık, hindi eti, karaciğer, tavuk, yumurta sayılabilir.

 

C ve E vitaminleri de diyetle eksik alındığında glutatyon üretimini baskılamaktadır. C vitamini için diyette, yeşil biber, maydanoz, turunçgillerden, portakal limon, mandalina bulunmalıdır.

 

E vitamini kaynağı olarak; kabak çekirdeği, tam tahıllar, çiğ kuruyemişler sayılabilir.

 

Glutatyonun üretimini destekleyen baharatlar; çörekotu, zerdeçal, kakule, tarçın sayılabilir.

 

İçerisinde doğal olarak glutatyon bulunan besinler;

Avokado, kuşkonmaz, ıspanak, brokoli, bamya, domates, havuç, greyfurt, çilek, karpuz, limon, karnabahar, ceviz sayılmaktadır.

Omega-3 yağ asitlerinin bütün bir besin kaynağı olarak somon, glutatyon durumunu olumlu yönde etkileyebilir. 

Ayrıca düzenli meditasyon yapan insanların glutatyon değerlerinin %40 daha tüksek bulunduğu gözlenmiştir.

(https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC6770193/)

 

Glutatyon takviyesi ne işe yarar?

 

Glutatyon takviyeleri oral veya damar yolu ile alınabilmektedir. Böylece, yukarıda sayılan faydalarının sağlanması amaçlanmaktadır. Kronik alkolizmde, karaciğer yağlanmasında, kötü ve yetersiz beslenme durumlarında, bağışıklığın düştüğü dönemlerde, kronik hastalıkların yol açtığı diğer rahatsızlıkları azaltmak veya hastalıklara bağlı aşırı ilaç kullanımının yan etkilerini azaltmak için önerilebilmektedir.

 

Takviyelerden sonra ölçümlenen glutatyon seviyelerinin arttığı çalışmalarla belirlenmiştir. Ancak takviyeye rağmen, glutatyon seviyelerinde veya oksidatif stresi ölçen parametrelerde anlamlı bir yükselme görülmediğini belirten çalışmalar da mevcuttur.

oral glutatyonu önceden oluşturulmuş bir bileşik olarak uygulamak en etkili yol gibi görünmektedir. Bununla birlikte, oral olarak verilen glutatyonun sindirim enzimleri tarafından bozulup bozulmayacağına dair bazı tartışmalar olmuştur. Bu teoriyi daha da destekleyen bazı araştırmalar akut veya kronik (dört hafta) oral glutatyon takviyesine rağmen glutatyon düzeylerinde veya oksidatif stres parametrelerinde değişiklik olmadığını göstermiştir.

 

Altı aylık, randomize, çift kör, plasebo kontrollü bir çalışma, günde 250 veya 1000 mg oral glutatyon almanın, aynı dozda sigara içmeyen 54 yetişkinde vücut glutatyon depolarında önemli artışlara yol açtığını buldu.  Ayrıca, doğal öldürücü hücre sitotoksisitesindeki olumlu artışlarla birlikte, tam kanda oksitlenmiş (GSSG) ila indirgenmiş (GSH) glutatyon oranındaki bir iyileşmenin gösterdiği gibi, altı ayda oksidatif stres belirteçlerinde bir düşüş olmuştur.

 

Oral glutatyon sağlamaya ilişkin veriler karışık ve yetersiz olsa da, son araştırmalar, glutatyon lipozomal veya dil altı formlarda uygulandığında, biyolojik olarak daha kullanılabilir hale getirilebileceğini ve sistemik glutatyon seviyelerini olumlu yönde etkileyebileceğini öne sürüyor.

 

Dört hafta boyunca günde 500 veya 1000 mg lipozomal glutatyon alan on iki sağlıklı, orta yaşlı, sigara içmeyen denekle yapılan küçük bir çalışmada, çeşitli vücut bölümlerinde glutatyon düzeylerinin artmasına yönelik bir eğilim vardı, ancak bu yalnızca iki hafta sonra 500 mg doz ile plazmada anlamlıdır ve bu aynı zamanda %25 ile en büyük artıştır. Oksitlenmiş ve indirgenmiş glutatyon oranında da bir iyileşme oldu, bu orandaki en büyük düşüş birinci ve ikinci haftalarda daha yüksek doz alanlarda. Ayrıca oksidatif stres için biyobelirteçlerde bir azalma ve lenfosit proliferasyonu ve doğal öldürücü hücre aktivitesi gibi bağışıklık belirteçlerinde bir iyileşme vardı.

 

Kardiyovasküler risk faktörleri olan 16 sağlıklı erkekle yapılan başka bir küçük çalışmada  periferik endotelyal fonksiyonu ve sertliği olanlarda günde iki kez 100 mg dil altı glutatyon aldıktan sonra arter sertliğinde önemli bir azalma görüldü.

 

Parkinson hastalığı olan hastalarda intravenöz glutatyon kullanan sınırlı veriler belgelenmiştir. Sechi ve ark. dokuz Parkinson hastasına intravenöz glutatyon (30 gün boyunca günde iki kez 600 mg) verdi ve tedavi kesildikten sonra bile 2-4 ay süren önemli gelişmeler bildirdi. Parkinson hastalığı olan 61 yaşında bir erkekte yayınlanmış bir vaka raporu ilaçlar, belirli diyet takviyeleri (N-asetil-sistein ve Silybum gibi ) ve Haftada iki veya üç kez uygulanan glutatyon enjeksiyonları (1400 mg) da semptomlarda iyileşme bildirdi.

Oral, dil altı, lipozomal veya intravenöz olsun, en iyi dağıtım sistemi konusunda tartışmalar devam etmektedir. İntravenöz, dil altı ve lipozomal uygulama, sindirimde meydana gelebilecek parçalanmayı atlayabilir ve bu nedenle oral takviyeden daha üstün olabilir.

https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC6770193/

 

 - Glutatyon takviyesi almak faydalı mıdır?

 

son araştırmalar, glutatyon lipozomal veya dil altı formlarda uygulandığında, biyolojik olarak daha kullanılabilir hale getirilebileceğini ve sistemik glutatyon seviyelerini olumlu yönde etkileyebileceğini öne sürüyor.

 

 

 

Oral glutatyonun vücutta emilimi ve kullanımı yemekle beraber alındığında oldukça düşmektedir. Bu nedenle aç karnına kullanılması daha faydalı olacaktır. Ayrıca diyetin içeriğinin yeterli olması, özellikle C vitamini, Selenyum ve Magnezyum gibi vitaminlerden zengin bir diyet tüketilmesi, takviyenin kullanımını artırmaktadır.

 

Uygun dozda oral glutatyon kullanımının, Iv kullanım kadar etkili olduğu gösterilmiştir. Ayrıca IV yoldan alımın yarılanma ömrünün kısa olması, bir dezavantaj olarak görülmektedir. Bu nedenle sağlıklı bir diyetle takviye kullanmak daha faydalı olabilmektedir.

 

 - Glutatyon serum ne işe yarar - faydaları –

 

IV glutatyon kullanımı, sindirim siteminin etkin çalışmadığı durumlarda, sindirim ve emilim işlemlerini atlayarak, direk damar yoluna glutatyon verilerek, hücrelerin etkin bir şekilde glutatyonu kullanabilmesini sağlar. Genel uygulama, haftada 1 olacak şekilde 5 kür uygulanmasını içermektedir. Böylece vücudun detoks kapasitesini artırması planlanmaktadır.

 

Kimler Glutatyon kullanamaz?

 

Çocuklar, gebeler ve emziren annelerin kullanımında yeterli çalışma verisi bulunmadığı için önerilmemektedir. Ayrıca aktif bir kemoterapi sürecinde olan kişilere uygulanmamaktadır. Ancak tedavi bittikten sonra, doktor onayıyla glutatyon alınabilmektedir

Glutatyon sakıncaları ve yan etkileri

 

Bilinen bir yan etkisi yoktur. Ancak yine de doktor gözetiminde uygulanmalıdır.

 

Kaynaklar

https://www.healthline.com/health/glutathione-benefits

https://www.verywellhealth.com/benefits-of-glutathione-89457

https://www.medicalnewstoday.com/articles/323936

https://www.prevention.com/food-nutrition/a40244492/glutathione-benefits/

5. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4684116/

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/14988435/

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/18796312/

https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/23201199/